TÜRKİYE'DE ÇAYTürkiye'de 400 yıldır bilinen ve özellikle son 70 yıldır üretilen çay, bu topraklara geldiği andan itibaren kırk yıl hatırlı kahvenin tahtını sarsmış; en koyu muhabbetlerin "vazgeçilmez"i olmuş; Türkler'in en önemli, hatta milli içeceği mertebesine yükselmiş. Üretenler ve işleyenler için "geçim kaynağı", tüketenler için "damak tadı" alışkanlığı olan çay, Türkiye'de en sevilen ve sudan sonra en çok tüketilen içecek. Öyle ki, nüfusun %96'sı her gün çay içiyor, ülkemizde günde 245 milyon bardak çay tüketiliyor. Türkiye, çay üretimi ve tüketimi alanında dünyanın önde gelen ülkeleri arasındadır. 2016 verilerine göre kişi başı 3.16 kg'lık yıllık çay tüketimi ile dünyada 1. sırada yer alan Türkiye, çay üretiminin tamamına yakınını iç piyasada tüketmekte ve sembolik düzeyde ihracat yapmaktadır; dolayısıyla, tüketim yönünden dünyanın en büyük 3. pazarı konumundadır. Yılda 250 bin tonu aşan işlenmiş çay üretimiyle, ülkemiz üretim hacmi bakımından dünya beşincisidir. Rize başta olmak üzere Trabzon, Artvin, Ordu ve Giresun'da, kimi zaman deniz seviyesinden bin metreye kadar yükselen, 758 bin dekar alanda çay tarımı yapılan ülkemiz, çay tarım alanlarının genişliği bakımından ise dünya sıralamasında yedincidir. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde 200 binden fazla üretici çay tarımı ile uğraşmakta ve bölgedeki çay fabrikaları da göçü önleyen bir istihdam sağlamaktadır. Bölgede yılda 1.2 ila 1.3 milyon ton yaş çay yaprağı hasat edilmekte; özel sektöre ait 229 ve kamuya ait 45 olmak üzere toplam 274 fabrikada (çay işleme tesisinde), yılda yaklaşık 250 bin ton işlenmiş çay üretilmektedir. Ülkemizde çay bitkisinin tohumla yetiştirilmesi ve bölgenin çok özel iklim, topoğrafya ve toprak koşullarından kaynaklanan farklılıklar, Doğu Karadeniz'e özgün bir çayın ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bölgenin çaya kattığı kalite özelliklerinden belki de en önemlisi, Doğu Karadeniz Bölgesi ikliminin doğal çay zararlılarının gelişimine fırsat vermemesidir. Tropikal kuşakta yer alan dünyadaki diğer çay yetiştirilen bölgelerle karşılaştırıldığında çok daha soğuk ve karlı geçen Doğu Karadeniz kışları sayesinde, hastalık ve zararlılarla kimyasal mücadeleye gerek kalmamakta, dolayısıyla Türk Çayı'nda pestisit kalıntısı bulunmamaktadır. Dünyada çay bitkisine kar yağan başka bir ülke olmaması Türk Çayı'nı benzersiz kılmaktadır. |
|